بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

قَالَ أَلۡقِهَا يَٰمُوسَىٰ ١٩

Buyurdu: «Musa, onu (elinden) bırak».

– Hasan Basri Çantay

فَأَلۡقَىٰهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٞ تَسۡعَىٰ ٢٠

O da bunu bırakdı. Bir de ne görsün: Koşub duran bir yılan (olmuş) dur o!

– Hasan Basri Çantay

قَالَ خُذۡهَا وَلَا تَخَفۡۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا ٱلۡأُولَىٰ ٢١

Buyurdu: «Tut onu, korkma. Biz onu yine evvelki şekline çevireceğiz».

– Hasan Basri Çantay

وَٱضۡمُمۡ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخۡرُجۡ بَيۡضَآءَ مِنۡ غَيۡرِ سُوٓءٍ ءَايَةً أُخۡرَىٰ ٢٢

«Bir de elini koynuna sok da, diğer bir mu'cize olmak üzere, o, ayıbsız ve bembeyaz bir halde çıkıversin».

– Hasan Basri Çantay

لِنُرِيَكَ مِنۡ ءَايَٰتِنَا ٱلۡكُبۡرَى ٢٣

«Tâki sana en büyük âyetlerimizden (birini daha) gösterelim».

– Hasan Basri Çantay

ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ٢٤

«Fir'avna git. Çünkü o, hakıykaten azdı».

– Hasan Basri Çantay

قَالَ رَبِّ ٱشۡرَحۡ لِي صَدۡرِي ٢٥

(Musa) dedi: «Rabbim, benim göğsüme genişlik ver».

– Hasan Basri Çantay

وَيَسِّرۡ لِيٓ أَمۡرِي ٢٦

«İşimi kolayla».

– Hasan Basri Çantay

وَٱحۡلُلۡ عُقۡدَةٗ مِّن لِّسَانِي ٢٧

«Dilimden de (şu) düğümü çöz ki»,

– Hasan Basri Çantay

يَفۡقَهُواْ قَوۡلِي ٢٨

«Sözümü iyi anlasınlar».

– Hasan Basri Çantay

وَٱجۡعَل لِّي وَزِيرٗا مِّنۡ أَهۡلِي ٢٩

«Bana kendi ailemden bir de vezîr ver».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu